Yeni Kitap Söyleşisi: Tuğba D. Can – Söyleşi

Yazım süreciniz nasıl? Hemen hemen her yazarın belli başlı bazı uygulamaları var. Örneğin Hemingway her sabah 500 kelime yazması, Balzac’ın günlük 50 bardak kahve içmesi, Milton’un kör olduktan sonra her sabah yardımcısının ona İncil’den pasajlar okuması ve ardından bu pasajlardaki imgeleri zihnindeki yansımalardan hareketle yazması gibi. Sizin de böyle bir rutininiz var mı?

Okuma yazma sürecinde herhangi bir rutinim olamadı. Diğer tüm sorumluluklarımda bir rutin oluşturmaya çalışsam da okuma ve yazmaya dair özel bir alan özel bir rutin oluşturmaya fırsatım olmadı. Fırsatını bulabildiğim ilk anda bir şeyler okumaya bir şeyler yazmaya çalıştım. Buna en uygun zaman aralığı olarak da öğlen saatlerinde bir kahve içmenin hemen ertesinde evin hemen hemen her yerine dağılmış olan kitaplardan birini alarak okumaya, o fırsatı okuyarak değerlendirmeye kalem kâğıt varsa zihnimden geçenleri not almaya, yoksa telefonuma not ederek yazmaya çalıştım. Belki de bu düzensizlik içindeki düzen benim bir rutinim olmuştur. Okuma ve yazmaya özel bir rutin, özel bir zaman ayırabilen her yazar ve okura özenmişimdir okuma ve yazma süreçlerini özel bir ana dönüştürenlere gıpta ile bakmışımdır.

Sizin için yazmak hayal kırıklığının dışa vurumu mudur yoksa hayal kurmanın en güzel yolu mudur? Nedir yazmak size göre?

Yazmak bir hayale tutunarak yazmak… tutunduğunuz hayalin kırılması yıkılıp gitmesi ise sizi yazdığınız her yazıda çıkan seslerin kelimelerin şiddeti yazıdaki kelimelerle size geri dönmesidir, bir şeyler yazabilmek için huzursuz olmanız yani sizi rahatsız edecek bir şeylerin olması gerek demişti bir hocam. Rahat ve umursamaz bir insanın bir şeyleri kendine dert etmeyen bir insanın yazması pek güç. Bu sebeple bir şeyleri yazmak için onu dert etmek gerek olduğuna inandım.

Eseriniz akademik bir çalışmanın ürünü. Hem tez süreci hem de kitaplaşma sürecinde nasıl bir çalışma yürüttünüz?

Lisans döneminde Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunuyum yüksek lisansta Yeni Türk edebiyatı alanında çalışıyorum yüksek lisans tezi için bir konu arayışı içinde olduğun bir süreçte o dönemin edebiyat dergilerinde birçok yazarın Sedat Umran’ın vefatı üzerine yazılar kaleme aldığını gördüm ve bu yazılarda ondan övgüyle bahsediliyordu. Türk edebiyatı ve Türk şiiri için önemli bir kalem olduğundan bahsediliyordu. Şiirde kullandığı kelimeler şiire getirdiği yeni soluk denenmemiş olanı denemiş olması onu önemli kılıyordu. Bu sebeple literatüre girmesi için Sedat Umran’ın şiirlerinin çalışmayı uygun bulduk

Çalışmanızın ana konusu Sedat Ümran şiirleri. Sedat Umran’ı odak noktası seçme nedeniniz nedir? Sedat Umran ve şiir sizin için ne anlam ifade ediyor?

Sedat ümran’ın gerek eserlerinde işlediği eşyalar ve bu eşyaların iç dünyalarını şiire işleyişi, eşyanın ardındaki hakikati, şiire ustalıkla aktarması onu odak noktası almamız için yeterli bir sebeptir. Türk dilinin bugün konuşulup yaygınlaşması ve anlam dünyasının zenginleşmesine sebep olan temel etmenler anlatı geleneği ve sözün en kıymetli hali olan şiirdir. Osmanlı bir şiir medeniyeti inşaâ etmiştir. Şiir bir yaşam biçimi, bir anlaşma ve anlatma biçimi, bir düşünce biçimidir. Şiirler düşünen, şiirle konuşan, şiirle anlatan toplum medeniyetin en zirvesindedir. Çünkü şiir sözün kristalize edilmiş halidir. Sedat Umran da hayatı şiirle olan, hayatı şiir olan bir şairdir. Şiirle yaşayıp, şiirle düşünüp, şiirle ölmüştür. Şiire belki de en önemli katkısı yeni kelimeler, yeni yaklaşımlar, yeni anlamlar dâhil etmiştir. Bilindik kelimelerin, nesnelerin ve isimlerin yeni anlamlarını ortaya çıkarmıştır.

Sedat Umran neden nesne şairi olarak anılıyor? En yoğun olarak kullandığı bir eşya veya en sevdiği nesne var mıdır? Bunu nasıl aktarmıştır.

Sedat Umran’ın anne ve babası çok küçükken ayrılıyor ve babasız büyümenin çok büyük bir eksikliğini yaşıyor, eşyaya olan tutkusu ve eşya ile olan ünsiyetini Umran eşya insana ihanet etmez şeklinde eşyanın insana insanın eşyaya olan bağlılığını ifade etmektedir. Umran eşyayı ele alırken hem eşyanın görünür hem görünmeyen metafiziksel meselelerine değinmiştir. Eşyalarda kendi iç dünyasını ortaya çıkarmış eşya kimliği ile insanın iç dünyasındaki bilinçaltındaki acılarını yalnızlığını sevinmelerini dışa vurmuştur. Umran’ın tüm şiir kitaplarında direkt başlık olarak 109 eşya tespit edilmiştir.

Umran birçok farklı eşyayı şiirlerinde işlemiştir üzerine en yoğun durduğu eşya ise aynadır. Aynayı bir nesne -insan ilişkiselligi içinde ele almıştır. Aynayı kimi zaman zaman kimi zaman trajik ben kimi zaman özlem teması dâhilinde kullanmıştır. Trajik ben Umran’ın şiirlerinde sıklıkla başvurduğu bir temadır. Aynayı bir tür hakikati yansıtan eşya yalanlarla dolu bir dünyada gerçeği haykıran yegâne unsur olarak görmüştür. Ayna, Umran için hakikat ve hayal ayrımında kendisini muhasebeye çektiği eşyadır ontolojik çözümlemelerin yapıldığı bir alandır.

Sedat Umran’ın nesneleri şiire konu edinirken bizleri bir nevi o nesneler üzerine düşünmeye de sevk ediyor bu bağlamda günümüzde insan nesne ilişkisi hakkında neler söyleyebilirsiniz.

Modern çağın vazgeçilmez bir unsuru olarak ‘tüketim’ bir olaydan ziyade bir olgu haline gelmiştir. Kapitalist düşünce ile metaya ve emeğe yabancılaşmış insanı Sedat Umran’ın şiirlerinde eşya üzerinde bulmak mümkün. Ümran’ın eşyaya bakış açısı o eşyanın hakikatine ardındaki sırra vâkıf olmaya çalışmaya, metafiziksel olarak irdelemeye itmektedir. Umran yaşadığı çağın eşyalar üzerinden nasıl okunması gerektiğinin bir tür yansımalarını sunmaktadır.

Sedat Umran şiirlerinin yanında birçok eserde vermiş bir şair yoğunlukta olarak çalışma alanları nelerdir? Ortaya koyduğu bir politikası var mıdır?

Sedat Umran’ın şiirle başlayan edebi yaşantısı hayatının her döneminde şiirle geçmiş. Modern Türk şiirinde kendine özgü tarzıyla ‘eşya sembolizmi’ ile yer edinmiştir. Türkçeye çeviri olarak kazandırdığı birçok şiir çevirisi ile de bilinmektedir. Umran, sadece edebiyat ile ilgilenmemiş felsefe ve dünya dinleri ile de ilgilenmiş ve çeviriler yapmıştır. Yine kendi şiirleri ile sınırlı kalmamış, farklı şairlerden derleyerek ortaya koyduğu yahut kolektif olarak ortaya konulan antolojileri de mevcuttur. Bir de ‘Şiirde Metafizik Gerçek’ adlı eserinde yazmış olduğu denemeleri ve sanat görüşünü, şiire bakışını topladığı yazılardan oluşan bir eseri de vardır.

Son olarak yeni kitap projeniz var mı, okurlarınız sizi ilerleyen günlerde nerelerde görecekler?

Şimdilik yeni bir kitap projesi yok, ileride ne olur hayat bize nasıl sürprizler sunar bilemiyorum. Şuan kitap değerlendirme yazıları ile yazmaya devam ediyor, farklı tür okumaları yaparak düşünce dünyamı genişletmeye çalışıyorum.


Yazar: Tuba YAVUZ
Yayın Tarihi: 08.07.2025 09:00 –
Güncelleme Tarihi: 07.07.2025 10:28

Başa dön tuşu
Haber Son Havadis