EY Kurumsal Yatırımcı Araştırması 2024: Sürdürülebilirlik ve Yatırım Kararları

Kurumsal Yatırımcı Araştırması’nın Öne Çıkan Bulguları
EY tarafından bu yıl 11. kez gerçekleştirilen Kurumsal Yatırımcı Araştırması 2024, varlık yöneticileri, sigorta ve emeklilik fonları gibi çeşitli yatırım firmalarından 350 karar vericinin katılımıyla tamamlandı. Bu araştırma, sürdürülebilirlik stratejilerinin yatırım kararlarında nasıl bir rol oynadığını ortaya koyuyor. Katılımcıların %88’i, şirketleri için ESG bilgilerini geçtiğimiz yıl daha fazla kullandıklarını belirtiyor.
Yeşil Aklama ve Yatırımcı Güveni
Yeşil aklama, yatırımcı güvenini zedeleyen önemli bir tehdit olarak öne çıkıyor. Katılımcıların %85’i, yeşil aklamanın ve yanıltıcı sürdürülebilirlik performansı beyanlarının beş yıl öncesine göre daha büyük bir sorun olduğunu ifade ediyor. Buna karşın, yatırımcıların %93’ü şirketlerin karbon azaltma ve sürdürülebilirlik hedeflerini başarıyla gerçekleştireceğine dair güven duyuyor.
Finansal Olmayan Raporlama ve Yetersizlikler
Araştırma, finansal olmayan raporlamaların yetersizliğine dikkat çekiyor. Katılımcıların %36’sı bu alandaki ilerlemeyi yeterli bulmazken, %80’i raporların daha net ve anlamlı olması gerektiğini düşünüyor. Ayrıca, %64’ü sürdürülebilirlik beyanlarının bağımsız denetime tabi tutulması gerektiğini savunuyor.
Kısa ve Uzun Vadeli ESG Yaklaşımları
Yatırımcılar, kısa vadeli etkiler üzerinde daha fazla odaklanıyor. Katılımcıların %57’si ESG’nin kısa vadeli etkilerini değerlendirebildiklerini belirtirken, uzun vadeli etkileri analiz edebilenlerin oranı yalnızca %25. Bu durum, ESG yatırımlarına ilişkin hem çelişkiler hem de fırsatlar sunduğunu gösteriyor.
Uzman Görüşü: Ece Sevin
EY Türkiye İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlik Hizmetleri Lideri Ece Sevin, yatırımcıların kısa vadeli getiriler ile uzun vadeli ESG faydaları arasındaki tercihlerine dikkat çekiyor. Sevin, sürdürülebilirlik stratejilerinin yatırım kararlarına daha derinlemesine entegre edilmesi gerektiğini vurgularken, şirketlerin ESG faktörlerini sadece söylemlerle değil, somut eylemlerle güçlendirmeleri gerektiğini belirtiyor. Doğru adımlar atıldığında iklim değişikliği projelerine yapılan yatırımların artabileceğine işaret ediyor.